BESLENME
ve OBEZİTE
Beslenme; sağlığı
korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek
için
vücudun
ihtiyacı olan besin ögelerini
yeterli miktarda ve uygun zamanlarda almak için
yapılması gereken bilinçli
bir davranıştır.
Beslenme; sadece karın
doyurmak, açlığı
bastırmak, canının çektiği
şeyleri yemek veya içmek
değildir.
Günlük
yaşamda bireylerin yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve
fizyolojik özelliklerine
ve hastalık durumuna göre
değişen enerji ihtiyaçları
vardır. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek
için
besinlerle alınan enerji ile ihtiyaç
duyulan (harcanan) enerji dengede olmalıdır. Bu denge bozulduğunda
alınan enerji harcanan enerjiden fazla olduğunda vücutta
yağ oranı artar.
Yetişkin erkeklerde
vücut
ağırlığının %15-18'i, kadınlarda %20-25'ini yağ dokusu
oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30'un
üzerine
çıkması
obeziteyi sebep olmaktadır.
Anlaşılacağı üzere
obezite; besinlerle alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması
ve fazla enerjinin vücutta
yağ olarak depolanması (%20 ve daha fazla) sonucu ortaya çıkan,
kişilerin yaşam kalitesini ve süresini
olumsuz yönde
etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir.
Obezite tespit
edilirken bireyin boy ve kilosu oranlanır. Bu oran (BKİ) 25in
üzerindeyse
fazla kilolu, 30un üzerindeyse
obez olarak değerlendirilir. Erkeklerde bel çevresinin
102 cm, kadınlarda ise 88 cm üzerine
çıkması
obezite işaretidir.
Obezitenin
Sebepleri:
Hareketsiz bir
yaşam sürmek:
Günümüz
teknolojisindeki gelişmeler sonucu, yakın mesafelerde bile araç
kullanmak, asansöre
binmek, masa başı işlerde çalışmak
Yanlış beslenme
alışkanlıkları:
Protein yerine karbonhidrat ağırlıklı beslenmek, hazır gıda
tüketimini
arttırmak, sebze meyve tüketimini
azaltmak, şekerli ve yağlı gıda tüketimini
arttırmak, besinleri büyük
lokmalar halinde çiğnemeden
yutmak, yemek yerken televizyon izlemek, geç
saatte yemek yemek, öğünler
arasında fazla atıştırmalık tüketmek
Genetik faktörler:
Birinci derece akrabalarında obezite öyküsü
bulunan kişilerin diğer kişilere göre
obeziteye yakalanma riskinin 2 kat fazla olduğu ortaya konmuştur.
Hormonal
faktörler:
Beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesinden, açlık-tokluk
sinyallerinin gönderiminde sorun olması da obeziteye neden olur.
Tiroid hastalıkları, genç kızlarda ve kadınlara yumurtalık
problemleri gibi.
Psikolojik
faktörler:
Bebeklik ve çocukluk
çağında
ebeveynlerin çocukları
yemek için zorlaması ya da kilo alır korkusuyla baskı uygulamasI
obeziteye sebep olabilir. Kişilerin hayatındaki ani değişimler
(ölüm,
ayrılık) kişilerin ruhsal sıkıntı yaşamasına neden olabilir,
bu sıkıntılardan uzaklaşmak için
ise kişi yemek yemeyi bir kaçış
yolu olarak görebilir.
Obezite; vücut
sistemleri ve psikososyal durum üzerinde
yarattığı olumsuz etkilerden dolayı pek çok
sağlık problemlerine neden olmaktadır. Bunlardan bazıları
insülin
direnci, tip 2 Diabetes Mellitus (şeker hastalığı),
hipertansiyon(yüksek tansiyon), koroner arter hastalığı ( kalp
hastalığı), hiperlipidemi-hipertrigliseridemi (kan yağlarının
yükselmesi),
karaciğer yağlanması, metabolik sendrom, bazı kanser türleri
(kadınlarda safra kesesi, yumurtalık ve meme kanserleri; erkeklerde
ise kolon ve prostat kanserleri), osteoartrit, felç,
uyku apnesi, astım, gebelik komplikasyonları, menstruasyon
düzensizliği,
ruhsal sorunlar (anoreksiya nevroza-yemek yememe, blumia
nevroza-yediklerini kusma, binge eating-tıkınırcasına yeme, gece
yeme sendromu veya bir şeyi daha fazla yiyerek psikolojik doyum
sağlamaya çalışma,
toplumsal uyumsuzluklar (sosyal izolasyon, özgüven
eksikliği, düşük
benlik saygısı, depresyon), kas-iskelet sistemi problemleridir.
Obezite oluşmadan
korunma büyük
önem
taşımaktadır. Korunma da çocukluk
çağında
başlamalıdır. Aile, okul ve çevre
yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında
bilgilendirilmelidir.
Obezite tedavisinde
amaç
gerçekçi
bir vücut
ağırlığı kaybı hedeflenerek, bireye yeterli ve dengeli beslenme
alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir.
Vücut
ağırlığının 6 aylık dönemde
%10 azalması, obezitenin yol açtığı
sağlık sorunlarının önlenmesinde
önemli
yarar sağlamaktadır.
Tedavide en önemli
faktör
beslenme alışkanlıklarını değiştirmektir.
Diyet tedavisi kişiye özeldir,
bireyin kararlılığı ve etkin olarak katılımını gerektiren,
tedavisi zorunlu, uzun ve süreklilik
arz eden bir süreçtir.
Düzeltilmesi
gereken alışkanlıklardan bazıları; özellikle
kaliteli protein ve sağlıklı yağ (yumurta, yağsız kırmızı
et, tavuk, balık, çiğ
kuruyemiş) tüketimini
artırmak, lifli gıdaları (tam tahıllı ürünler,
çiğ
sebze ve meyveler) daha fazla tüketmek,
dışarıda yeme sıklığını azaltmak, yemek saatlerini
düzenlemek,
haftalık menü
planlanmak, açken
alışveriş yapmamak
Önemli
faktörlerden
bir diğeri egzersiz tedavisidir.
Fiziksel aktivitenin yağ dokusu ve karın bölgesindeki
yağlanmayı azalttığı, diyetle oluşabilen kas kayıplarını
azalttığı bilinmektedir. Fiziksel aktiviteyi artırdığımızda
ihtiyaç
duyulan enerji artar. Diyetle alınan enerji sınırlandığı zaman
kilo kaybetmek daha kolay hale gelir. Ayrıca alışkanlık haline
getirilen hareketli yaşam verilen kilonun korunmasında ve tekrar
kilo alımının engellenmesinde yardımcı olur. Haftada en az 4-5
gün
sıklıkla 40-60 dakikalık yürüyüş,
direnç
egzersizleri ve günlük
yaşam aktivitelerindeki artışlar obezite tedavisinde fayda
sağlamaktadır.
Kişiye göre
değişmekle birlikte günlük kadınlarda ortalama 8-10 bardak,
erkeklerde 10-12 bardak su tüketimi hem fiziksel aktiviteyle
kaybedilen suyu yerine koyacak, hem de sindirim ve emilim
metabolizmasında, yağ yakımında fayda sağlayacaktır.
Son dönemlerde sosyal
medyada daha çok karışımıza çıkan yanlış bilgilendirmeler
yönlendirmeler mevcut. Örneğin ekmeğin çok zararlı olduğu,
glutenin tüketilmemesi gerektiği, sadece protein alımının
yeterli olacağı, tek besinle yapılan detoks diyetleri, şok
diyetler, zayıflama çayları, bitkisel ürünler, uzman olmayan
kişiler tarafından önerilen zayıflama ilaçları genel olarak
bilinen yanlışlardandır.
Diyet bireye
özeldir; bireyin
beslenme alışkanlıklarına, sosyoekonomik durumuna, günlük
hayatındaki rutinlere en çok uyum sağlayacak şekilde bir uzman
tarafından planlanmalıdır.